18 Şubat 2021 Perşembe

Samsung S7 Telefon sonrası Samsung S20 Plus izlenimleri. Çok pahalı bir telefona gerek var mı?


 

Herkese selamlar sevgiler.

Herkesin forumlarda merakla konuştuğu sorulardan bazılarından biri bu.

Şu telefondan şu telefona geçsem mi ne dersiniz. Genel olarak, telefonlar kişinin tabii ki tercihidir. Parası varsa gider en pahalısını da alabilir. Fakat daha önce de yazmışımdır, yeni telefonlar kendilerini ufak tefek yenilikler dışında tekrarlıyor. Nokia dönemi gibi. Sürekli yeni telefonlar çıkardı ama aslında hepsi birbirinin aynısıydı :)

Ben, açıkçası mecburiyetten artık telefon değiştirdim. Yaklaşık 4.5-5 yıl Samsung S7 telefonumu kullandıktan sonra, telefondaki sorunlar yüzünden değiştirmek durumunda kaldım. Bir telefonu aldığımda, eğer büyük bir arıza çıkarmıyorsa uzun süre kullanmak isterim.
S7 telefonumda birden fazla arıza vardı. Hatta bir kere de Delta servise götürmek durumunda kaldım ki siz bir kere dememe bakmayın.  (Delta Servise gitmeden önce bir sürü yaşadığım hikayeye benzer yorumlar okumuştum, inşallah başıma gelmez benim de deyip öyle gitmiştim. ) Defalarca arızayı gideremedikleri gibi, yeni arızalarla çıkartıp o şekilde, buyrun yaptık deyip teslim etmeleri sayesinde defalarca gitmek ve tartışmak durumunda kaldım. O kadar çok mağdur ettiler ki en sonunda oradaki yetkili bir bayan durumumu gördü de olaya müdahale etti. Sonra tüm bu hatalarını telafi etmek adına beni sakinleştirmeye çalışıp, bir powerbank hediye etti Tabii benim derdim bir powerbank almak değildi fakat, en son arızasız bir şekilde o gün teslim ettiler. Kaç defa anadolu yakasından avrupa yakasına Sirkeci'ye bunlar yüzünden gitmek zorunda kaldım. O günden beri de PARALEL İTHALAT diye satılan telefonlardan almaya tövbe ettim. Delta Servis mi, Allah korusun artık. Ben gerçekten bayağı ama bayağı sabırlı bir insanmışım. Başkası olsa kimbilir ne yapardı... Demem o ki, en güzeli, markanın kendi teknik servisi.
Bilmeyenler olabilir diye yazayım, özel bir firma, telefonları getirtme hakkını alıyor ve ülkeye getiriyor. Bazı özel teknik servislerle anlaşıyor ve bu şekilde çalışıyor. Siz de paralal ithalat olduğundan adamların diğer firmalardan belki 200-300 lira daha ucuza sattığı bu telefonları alabiliyorsunuz.
Bana bakmayın, ben tövbeliyim. Ucuz etin yahnisi diyorum, siz anlayın.

Uzun süre bir telefon kullandıktan sonra, örneğin Samsung s7, sonrasında bir s20 plus telefon aldığınızda, tabii ki arasında en başta kamera dahil, başka özellikler de olabiliyor. Örneğin, Samsung s7 telefonda sadece 32 GB yer varken, S20 plus telefonda 128 gb var. Birinde 4 GB Ram varken, diğerinde 8 GB ram var. Kamera konusunda üzerinden 4 nesil telefon çıkmış. Oldukça fark görebiliyorsuz. Telefon daha hızlı çalışıyor.  birinde ekran tazeleme oranı 60 HZ, diğerinde 120. Bu özellik gerçi oyun oynayanlarda daha çok işe yarar bir özellik. günlük kullanımda bana göre işinize yarayacak süper bir özellik değil. olmasa da oluyor yani..  Yalnız gece modu denen özellik müthiş. Neredeyse zifiri karanlıkta bile çektiğinizde, fotoğrafı bayağı bir görebiliyorsunuz. Zaten bu da olmasa ulan bu kadar parayı sadece kamera biraz daha iyi çekiyor diye mi verdik diyebilirsiniz :)
Tabii S7'de tek kamera var. S20 plus ve ona benzer telefonlarda da artık geniş açı diye bir kamera var. daha geniş açıda fotoğraflar çekmek durumunda kaldığınızda bu kamerasını kullanabiliyorsunuz. Örneğin kalabalık bir grubun fotoğrafını çekerken herkesi alabiliyor muyum diye düşünmüyorsunuz. Geniş açıyla sağdan soldan yukardan aşağıdan kamera daha çok görüyor. S7 bu konuda yetersiz kalıyor doğal olarak.

Kamera konusunda hala bazı yorumları okuduğumda şunu anlıyorum. Herhangi bir markanın telefonlarının fotoğrafları için, süper foto çekiyo abi, çok iyi vs.
Her zaman söylüyorum. 5 - 6 inçlik ekranlarda, 16-32 megapiksel çekilen fotoğrafların kalitesini tam olarak anlayamazsınız. Çünkü çektiğiniz fotoğrafın boyutu oldukça büyük. O fotoğraf grainli ya da çok iyi çekmemiş bile olsa, küçük bir ekranda küçük olarak gördüğünüzde hatalar da küçülür.
Genel anlamda iyi mi kötü mü bir nebze fikir sahibi olabilirsiniz. Ama bunu anlamak için fotoğrafların
tam boyutuna, yüzde yüz çektiğine bakmak, incelemek gerekir.

Şimdi S7 ile S20 Plus arasında büyük bir fark gördüm mü, eski bir telefondan 4 nesil sonrası bir telefon olduğu için tabii farkettim. Mesela airpods pro kulaklıkları s7 'de kullandığınızda, kulaklıklar kutusunda olsa ve bluetooth'unuz açık olsa bile, kutuyu açtığınızda bazen bağlanmıyor. Ama s20 plusta böyle bir sorun görmedim. Yeni nesil telefonun kalitesi diyoruz artık buna.

S7'de 3.5mm kulaklık girişi vardı. S20'de bunu kaldırdılar. Aslında bana göre olması gereken bir özellik. Sonra bunu küçük bir adaptör olarak size 120-150 lira civarında satıyorlar, Ancak o adaptörü alıp, eski kulaklığınızı takabiliyorsunuz. Oysa üzerinde 3.5 mm girişi her zaman olmalı. Halen insanlar böyle kablolu kulaklıklar kullanıyor. İsteyen onu kullanmaz da bluetooth'tan bağlanır, değil mi..
Sen hala kullanılan bir kulaklık girişini niye kaldırıyorsun Samsung..

S20 Plus, genel kullanımda daha hızlı, kamerası çok daha iyi, ekranı daha büyük.  Hareketli animasyon emojiler yaratıyorsunuz falan Ama bunun dışında çok farklı birşey yok. İki telefonda da su geçirmezlik var. Bana göre bu özellik insanı rahat ettiriyor. Daha sonrasında, Allah korusun telefonunuz suyla temas ettiğinde ve zarar gördüğünde pirinçle veya tamirle uğraşmıyorsunuz. İki telefonda da camlar Gorilla Glass, sadece birinde Gorilla Glass 4 koruma varken Diğerinde 6 var. İkisi de bildiğiniz aynı, sağa sola uygulama simgelerini kaydırdığınız ekran. Hatta bana kalırsa s20+'a 128 GB depolama alanı koymak yerine 256 GB konması gerekirdi. Bu kadar para verdiğiniz bir telefonda olması gereken budur. 32- 64 GB lık telefonlar zaten piyasada var. Hatta A71 gibi orta segment telefonlarda bile artık 128 GB var. S20 serisinde 128 GB olması, bence büyük bir yanlış..

Benim fikrim, bir telefon alırken, elinizde örneğin bir markanın S10 markası varken, seneye s20 sini almak pek mantıklı değil. Arada büyük farklar olmuyor ve verilen paralara değmiyor. Uzun zaman sonra eski telefonunuzu değiştirecekseniz, alabilirsiniz. Aradaki o kadar nesil sonrası farkları zaten hissederseniz. Bir de marka fanatiği olmaya da gerek yok gençler :) Hangi telefonu kullanmayı seviyorsanız onu alın kullanın. Genel olarak bakıldığında her telefonun bir alıcısı ve seveni var.
Ben uzun zamandır Samsung kullanıyorum, başka telefon kullanmadım, istemiyorum da, İsteyen istediğini kullanabilir. Ama mecbur değilseniz, işinize yaramayacaksa çok pahalı bir telefon almanın hiçbir anlamı yok.

Zaten farkındaysanız her sene çıkan pahalı amiral gemisi fiyatları artarak devam ediyor. Bugün itibariyle ( 18 Şubat 2021) S21 ultra telefonun fiyatı 16 BİN TL. Seneye çıkacak bir sonraki model de 20 BİN olur. Böyle artarak gidecekler. Saçma bir yere gidiyor yani :) Zaten telefon bu. Ultralık birşey yapmıyoruz. Hala DSLR yarı pro ya da tam pro makineler kadar iyi foto çekmiyor. Çekse bile, herkes fotoğrafçı değil. Gerçekten iş için işine yarayacak olanlar almalı bence. Veya Parası olanlar :)


Hepinize saygılar sevgiler.


6 Haziran 2020 Cumartesi

Pahalı Cep Telefonları Alınır mı ?



Evet arkadaşlar hepinize selamlar.
Sürekli buralarda olup yazamıyorum ama zaman zaman elimden geldiğince herkese en azından belki yardımcı olabilecek ya da fikir verebilecek şeyler yapmaya çalışıyorum.
Bu yazıda pahalı telefonların bu fiyatları edip etmeyeceğini veya alınıp alınmaması gerektiği konusundaki fikirlerimi paylaşacağım.

Telefonlar eskiden sadece konuşmak içindi. sonra cep telefonları, SMS, yani mesaj atma geldi.
Sonra internet ve artık mesajlaşmak, görüntülü görüşmek için bin tane program var.
Peki biz genel olarak bir telefonda ne yapıyoruz, bu telefonlardan ne beklemeliyiz?

Açıkçası fikrim, bir telefonda 120 HZ değil, isterse 500-1000 hz  olsun, bu, bana göre telefonu süper güç yapmaz. 2K 4K ekranlı bir telefonda izleyeceğiniz herşey sizi yeterince zaten tatmin edecektir.
Belki bu 120 hz li telefon ekranları biraz olsun farkettirebilir ama farkında mısınız?
Baktığınız telefon ekranları 4.5, 5.,5, 6.6 inç ekranlar. yani küçük ve kaliteli ekranlarda zaten izleyeceğiniz herşey size yetecektir.

Şöyle birşey var. Bugün 8 - 10 bin liralık telefon çıkarttı bir firma diyelim. Her sene çıkarttığını düşünürseniz, bu modelin biraz daha iyisini çıkardığında yeni telefonunun fiyatı herhalde 15 bin olur. Bunun sürekli bu şekilde devam ettiğini düşünün. O zaman 15 de olur- 20 bin de. İyi de bu ne şimdi:) Saçma değil mi :) Telefon fiyatları alıp başını gidecek gibi görünüyor.

Bir de sürekli düşme ve kırılma tehlikesi var tabii. Bu yüzden alacağınız telefonda gorilla glass kaç versiyonu var ona bakmak lazım. Bu teknoloji normal camdan daha dayanıklı telefon camları üreten bir firmanın teknolojisi. Sitelerde bakarsanız görürsünüz. Ekran: Gorilla Glass 4 veya 5 veya 6.
Pahalı, 10 bine yakın telefonlarda genelde Gorilla glass 6 vardır. belki ilerde daha pahalı olacaklar ve gorilla glass 7 - 8 diye devam edecek. İşte bu da telefonunuz düşerse ekranının çabucak kırılmasını zorlaştıran bir teknoloji. Ben telefon alırken bunlara bakıyorum. Çünkü telefon her an her zaman düşebilir.

Yine bunun dışında, sizi bilmem ama, ben suya veya sıçramalara dayanıklı telefon tercih ederim.
Yağmurlu ortamda kullanmam gerekirse aman su kaçacak diye kendimi şekilden şekle sokmak istemem. veya bir su birikintisine düştü, üstüne su geldi vs. Tabii bu tercih meselesi. Herkes için gerekli değildir. Siz bana bakmayın, bu kriteri atlayabilirsiniz, size kalmış :)

Kamerası yeterince kaliteli çektiği sürece bana yeterli. O daha iyi çekiyor öteki daha iyi. Bunun sonu yok. Bu kadar meraklı olan gitsin foto makinası alsın, 6 bin liraya çok güzel SONY makinalar da var, canon da, nikon da vs. :)
Yalnız arka tarafta kamera dışında geniş açı kamerası da varsa tadından yenmez. Bu çok faydalı bir özellik. Yakından birşey çektiğinizde etrafınızdaki diğer objeleri görme şansınız var, çünkü geniş açı :) Yeni bir telefon alabiliyorsanız bu özellik olsun derim.

Bir model üstünü alayım olayına girmeyin diyebilirim. Çünkü arada az farklılıklar oluyor. Mutlaka alacaksanız telefonun üzerinden üç beş model geçer, teknolojiler çok daha iyi olmaya başlar, o zaman alın bari diyorum. Ama benim tercihim, tabii ancak bozulursa yeni bir telefon almaktır.

Amoled veya süper amoled ekranları olan telefonlar kalitelidir. Buna da bakabilirsiniz.

Batarya özelliğine de bakın. Bugün 4500 - 5000 mah veya daha üstü telefonlar var artık.
Yüksek pil gücü, daha çok kullanma demektir. Bunlar normalde kullandığımız kalem pillerde bile var. Ne kadar güçlü, o kadar uzun kullan. Alabilirseniz, örneğin 6 inç ekranlı bir telefon alıyorsanız en az 4500-5000 mah veya üstü pil gücünde olmalarına dikkat edin.


Bunun dışında telefonun donmadan yeterince hızlı çalışması, android ise en az 4 ya da 6 GB olması yeterlidir. İşlemci hızlarına bakarsanız yine bana göre, imkan var ise 1.8 Ghz hızın altında telefon almamak gerek. Alacağınız telefonda, artık en az 64 GB depolama alanı olmasına dikkat edin.
Artık yenilenen kameralar daha net ve yüksek çözünürlüklü fotoğraflar çektikçe, daha fazla yer kaplıyor. Tabii hafıza kartı takılabilme özelliği varsa, çekilen fotoğrafları artık bu karta at diye bir ayar yapıp bu şekilde de kullanabilirsiniz :) Hatta hafıza kartı olayının bir güzelliği vardır ki,
telefonunuz bozulup açılmadığında, içinde size ait kişisel tüm fotoğraflarınızı, içindeki kartı çıkartıp alabilirsiniz. Diğer türlü bu olmadığında, telefon açılmadığında o şekilde servise göndermeniz gerekir. Bana sorarsanız evet, ben hafıza kartı kullanan kısımdayım ve memnunum :)
Programları yüklerken telefonumda yer kalmadığı zaman dahi bazı programları hafıza kartına aktar diyebiliyorum.
Ben şu an halen Samsung S7 telefon kullanıyorum. Belki 4 - 4.5 sene olmuştur. Telefonum bozulursa yeni bir telefon almayı düşünebilirim. Fakat işlerimle ilgili ekstra ihtiyacım varsa ancak bir telefon almayı düşünebilirim. Bunun dışında bütün telefonlar zaten aynı. Aynı ekranlar, aynı ayarlar,
aynı whatsapp, aynı instagram, aynı snapchat...

Bu yüzden ben, bir telefona maksimum 3 - 4 - 5'den fazla verme taraftarı değilim. İmkanı olan alabilir, ona sözüm yok. Paran varsa alırsın kardeşim. Herşeyi alırsın. İster audi alırsın, ister bmw alırsın.
Pahalı telefonlar için eleştiride bulunan arkadaşlarımın söyledikleri tabii ki hoş değil. Bazı alışveriş sitelerinde herkes dalga geçmiş. Yok böbreğimi sattım aldım, yok arabamı takas ettim.
Arkadaşlar, pahalı olabilir bunda hemfikiriz. Alımgücümüz ne yazık ki düşük evet takılıyorum.
Ama hepiniz de audiye, bmw ye, mercedese binen insanlar da değilsiniz. Pahalı bulduğunuz herşeyi de eleştirmenize gerek yok. İmkanınız varsa alabiliyorsanız alırsınız, alamıyorsanız bütçenizin elverdiği telefonlara ve segmentlere bakarsınız. Yapmış olduğunuz dalgacı yorumların, almayı düşünenlere beş kuruş faydası yok.

Umarım fikirlerimle az da olsa yardımcı olabilmişimdir.
Hepinize saygılar ve sevgiler arkadaşlar.
Kendinize iyi bakın :)


7 Ağustos 2019 Çarşamba

Google Asistan Çalışmıyorsa...




Selam Herkese.

Bu yazımda, google asistan ile ilgili bir takım bilgiler vereceğim.
Teknoloji güzel birşey, güzel kullanılırsa hayatı kolaylaştırıyor. Bazıları ise tembellik diyor. Karar ve tercihler size kalmış tabii.

Zaman zaman google asistanın çalışmadığı, hatta normal ayarlandığı zaman dahi çalıştırılamadığını okuyorum bazı sitelerde. Bununla ilgili tecrübelerimi aktarayım.

Arkadaşlar herşeyi yaptınız, google asistan çalışmıyor ise, google arama çubuğunu, kullandığınız ana ekrana widget olarak koyun.


Bilmeyenler için yazayım. Genellikle, masaüstünde ikonların olduğu yerde boşluğa gelip basılı tutarsınız, ekranın bir yerinde ayarlar gelir, duvar kağıdı seç, widget ekle gibi.
İşte widget ekle deyip google arama çubuğunu aralardan bulup, basılı tutarak ekranınıza masaüstünüze taşımanız gerekiyor. Yalnız ekranda ikonlar varsa çubuk oturmaz, çubuğun basılı tuttuğunuzda kenarlarında oluşan çizgiler kadar yer ayırmanız gerekir.
Basılı tutarak ana ekranınıza getirip bırakın, orada oluşsun.

Şimdi hey google dediğiniz zaman asistanınız açılacaktır.

Sevgiler Saygılar hepinize.

25 Mart 2019 Pazartesi

Akıllı Prizler


Merhaba arkadaşlar.
Size bugün akıllı prizlerin nasıl birşey olduğunu kendimce anlatmaya çalışacağım.
Akıllı prizler için piyasada oldukça çeşitli marka seçenekleri mevcut. En çok bilineni xiaomi'nin mi home grubu ürünleri. bu ürünlerin içinde kapı manyetiği, sensör, akıllı priz gibi şeyler var.
Akıllı priz markalarından bazıları xiaomi'nin Mi home akıllı prizi, blitzwolf, veya broadlink akıllı prizleri diyebiliriz. Piyasada onlarca marka bu tarz priz var.

İhtiyaca göre aldığınızda aslında işinize yarayabilecek özellikleri var.
Örneğin odanıza bağladığınız bir lambadere akıllı priz takarak, telefondan bağlanabiliyorsunuz.
Bunun da bağlantısı çok basit. Lambaderin fişini normal bir prize takmak yerine, bu akıllı prize takıyorsunuz, akıllı prizi de evinizdeki herhangi bir prize takıyorsunuz. Bu kadar.

Bu prizleri evinizdeki modemle eşleştirip, modem şifrenizi yazıp, evinizin dışında da kullanabiliyorsunuz. Yani evinizde olmak zorunda değilsiniz. İşyerinizde bile odanızdaki lambaderin ışığını açıp kapatabilirsiniz. Ya da odanızdan çıktınız, elleriniz dolu, başka bir odaya gittiniz, odanıza gitmenize gerek kalmadan telefonunuzdan ışığınızı kapatabiliyorsunuz.

Bu akıllı prizlerin her elektrikli cihazda olduğu gibi taşıyabileceği watt miktarı var. xiaomi mi home akıllı prizleri 2200 watt destekliyor. Yani 2600 watt destekli bir su ısıtıcısı veya bir ısıtıcıyı takarsanız sorun yaşarsınız, yangın bile çıkarabilirsiniz. Uyumlu  olmasına dikkat etmelisiniz.
Fakat bunun daha üst seviyesinde watt destekleyen cihazlar var. Örneğin Blitzwolf prizler 3840 watt ve bu prizler genel olarak fiyatları mi home prizleri veya broadlink veya diğer markalarla birbirine yakın.

Bunların arasında Türkiye'de kullandığımız standart priz uçlarının dışında uçlar da var, bizim kullandığımız prizler gibi olanlar da var. Kendi prizinize taktığınız kısımdan bahsediyorum. Bazılarında farklı olduğu için aşağıdaki gibi küçük adaptör alıp takmak zorundasınız.
Bu küçük adaptörlerin topraklı olanları da var.



Örnek olarak Xiaomi mi home'un prizleri sadece wifi üzerinden bağlanıyor. Sesli google veya alexa desteği yok. Bunun dışında zaman ayarlayıp istediğinizde elektriği açmak veya kapamak gibi özellikleri mevcut. Geriye doğru sayaç kurma gibi özellikler hemen hemen tüm akıllı prizlerde var.


Bu akıllı prizlerin yine sadece tekli priz değil, 3lü, 6lı veya USB li prizleri de mevcut.
Ben yine de bildiğiniz güvendiğiniz bir marka ve tabi ki ihtiyacınıza göre almanızı tavsiye ederim.


 
Bu gibi prizlerin, anlık veya haftalık elektrik tüketimini gösterebilen versiyonları da mevcut.
Gayet eğlenceli ve zaman zaman iş gören bir ürün.

Hepinize iyi günler dilerim

21 Kasım 2018 Çarşamba

Arkası full Kameralı Yeni Telefonlar

Selamlar arkadaşlar.

Bu yazımda, üreticilerin, artık yapacak birşey kalmadığı icin kameralar konusundaki yarışıyla ilgili düşüncelerimi aktaracağım.

Bana göre bu, tamamen saçmalıktan ibaret. Bu bir fotoğraf makinası değil, telefon. Telefonlu kamera değil, Kameralı telefon. Bu yüzden süper fotoğraflar çekmesi gerekmiyor. Zaten bir çok telefon, gündüz iyi fotoğraflar çekebiliyor. Üreticilerin yarıştığı şey, gece çekimlerinin daha iyi olması için yarışmak. Oysa bugün bile fotoğraf makinalarının gece iyi fotoğraf çekmesi için pahalı objektifler satılıyor. Bunlar da boşuna satılmıyor.

Bu yüzden de bir telefonun arkasının 5 - 6 - 7 kameralı olması, bana göre saçmasapan birşey. Buna harcanan zaman ve teknoloji yerine, daha gerçekçi bir yenilikle uğraşmaları, herkes için hayırlı olur.



Bizler profesyonel fotoğrafçılar değiliz. Çoğu insanın hayatı, facebook, instagram. snapchat ve whatsappta geçiyor. Üstelik bunları izlediğimiz baktığımız ekranlar küçük, 5 veya 5.6-7 inçlik telefonlar. Çekilen fotoğrfların boyutları normalde büyük. Biz ise bu küçük ekranlarda küçültülmüş fotolara bakıyoruz ve fotoğraflar az kötü olsa bile küçük ekrandan bakıldığı için daha net görünüyor.

Herkese tavsiyem, kesesine uygun, işine yarayacaksa güzel fotoğraf çekebileceği 1500- 2500 lira arası, 1.8 GHZ veya üstü, en az 3 GB telefonlar bulması ve almasıdır. Tabii bu sadece genel bir tavsiyedir. Bundan memnun olmayıp gelip bana şarlamayın. Bu kişisel bir tavsiye :)

Alacağınız zaman gidin, teknoloji marketlerde bakın, görün, az kurcalayın, sonra kararınızı verin.
Arkası ful kamera olsa bile sizin işinizi görebilecek kamera iyi çeken kameradır bana göre.
Parası olan da arkası 24 kameralı telefon da alabilir. Keyfi parası onundur :)
Ben şu an Samsung S7 kullanıyorum ve gayet de işimi görüyor. Bozulmadığı sürece de yeni bir telefona binlerce lira vermeye de hiç niyetim yok.
Gece çekeceğim fotoğraf biraz kirli yani grainli çıkıyorsa açarım flaşımı, yine çekerim :)

Herkese saygılar sevgiler :)

20 Ağustos 2018 Pazartesi

İnternet sitelerinden bir ürün aldıktan sonra yanlış yorum yapmak..


Öncelikle hepinize iyi bayramlar arkadaşlar :)

bugünkü yazımda evet, ürün aldıktan sonra yapılan yorumlarla ilgili ben de yorumumu yapacağım.
Çoğunlukla rastladığım ve bazı yorumları anlamsız bulduğum bir durum bu...

Kişi, ürün aldıktan sonra ürün hakkında bir yorum yapıyor. Yaptığı veya yapacağı yorum, aslında ürün hakkındaki kalite puanını etkileyecek. Fakat kişi öyle yorum yapıyor ki, bunun kendisinden sonraki ürüne bakacaklara nasıl yansıyacağını düşünmüyor.

Örneğin;

"Ürün on numara. Fakat bilmem ne kargodan şöyle bir sorun oldu, hiç memnun kalmadım.
O yüzden 4 yıldız veriyorum."

Şimdi burada kargoya dayanarak değil, ürüne, kullanım deneyimlerinize göre puanlama ve yorum yapmanız gerekir. Eğer ürün gerçekten yazdığınız ve tecrübe ettiğiniz gibi on numara ise
4 değil 5 yıldız vermelisiniz. Kargo ile yaşadığınız sorun, ürünle alakalı değildir.

Bir diğer örneğe geçelim;

"Bu telefonu bırakın, şu telefonu alın o daha ucuz"

Arkadaşım, adam bu telefonu siteye koymuş, bir fiyat biçmiş. Paran varsa bu telefonu alırsın,
yoksa almaz veya alamazsın, bu kadar basit. Sen yapacaksan bir yorum, kullandıktan sonra ne gördün, beğendin mi beğenmedin mi yaz, insanlar okuyup ona göre karar versin. Parası olan da  onu düşünsün.

Başka bir örnek;

Ürünü daha almadım ama bu paraya değmez.

Şimdi ürünü almamış, kullanmamış birinin böyle bir yorum yapması oldukça saçma bir durum.
İnsan görmediği bilmediği kullanmadığı birşey hakkında yorum yapmamalı.
Evet bazı ürünler, ister telefon olsun, ister başka birşey, pahalı görünebilir. Gönül isterdi ki, ucuz olsun fakat tüm dünyada belli bir fiyat standartına göre adamlar fiyatlandırma yapıyor.
Yani burada bir işte çalışan adam bir telefonu 2 ayda alabiliyorsa, belki elin adamları bunu 10 günlük çalıştığı parayla bile alabiliyor. Herkes kesesine uygun telefona bakabilir, alabilir. Pahalıysa da almak istiyorsa 500 taksitle de olsa alır. :)

Bir de ürünü çok beğendim deyip 5 yerine 4 yıldız veren var. Arkadaşlar yapmayın bunu.
Bu şekilde o ürüne haksızlık etmiş olur, sizden sonra ürüne bakacaklara doğru fikirde bulunmamış olursunuz.

Bu şekilde birçok yorum var.

- Ürünü aldım 2 gündür kargoya verilmedi. Tek yıldız.

- Ürün güzel.Kargo da zamanın da geldi. Teşekkürler. (Ama 5 yıldız değil 4 yıldız)

- Güzel, alınır (5 yıldız değil yine 4 yıldız)

Bir ürün iyiyse, gerçekten tavsiye ediyor ve yorum yazıyorsanız 4 yıldız neden veriyorsunuz.
4 yıldız veriyorsanız dahi o zaman beğenmediğiniz birşey vardır. O zaman neden puan kırdığınızı da yazarsınız. Yani, yorum yaparken bile doğru yorumlamalı...

Hepinize tekrar iyi bayramlar arkadaşlar :)


11 Ağustos 2018 Cumartesi

Apple Earpods kulaklığı Android telefonda kullanmak



Merhaba arkadaşlar


Müzik dinlemek kesinlikle bir keyif işidir. Bu yüzden ister bilgisayarda, ister telefonda, ister başka yerde olsun, kullandığınız donanımların, müzikçaların, kolonların veya kulaklıkların kalitesi çok önemli.

Bugün piyasada 10 liraya da kulaklık var. Ama 10 liralık kulaklıklarla bir müziği ne kadar kaliteli dinlersiniz, tabii ki imkansız :) Müzik dinlemek sizin için de bir keyif ise, 100-150 liralık kulak içi veya kulak üstü tarzı kulaklıklara bakmanızı tavsiye ederim. Bu konuda SONY, JBL'in güzel kulaklıkları da var.
Onlara da bakabilirsiniz.

Şimdi size Apple earpods kulaklığını androidde kullanmam ile ilgili deneyimlerimi aktaracağım. Bu kulaklıklar iki çeşit satılıyor. Biri 3.5 mm girişe uygun uçlu standart, diğeri ise iphone girişine uygun uç. Bendeki doğal olarak androide uyan standart 3.5 mm girişli olanı.
Telefonum ise Samsung S7.

Kulak içi kulaklık olduğu için, büyük kulaklıklar gibi süper bir kalite beklemeyin.
Bakın, alabileceğim bir sürü kulaklık var, gidip bir akg, bir jbl veya sony de alabilirdim. Fakat kendi fikrimi söylüyorum, ben apple earpods'u beğendim ve gidip bir tane satın aldım.
Sadece fiyatı bana göre biraz yüksek. Eğer size de yüksek geldiyse bu kaliteye yakın bugün piyasada 90-120 lira civarı satılan sennheiser MX 475 modeline de bakabilirsiniz. Fakat earpods'un bass sesleri bana göre bir tık daha iyi.

Güzel bir ekolayzır ayarı yapınca, gayet kaliteli müzikler dinleyebilirsiniz. Aşağıda, (ücretli) kullandığım Poweramp programında yapıp kullandığım ekolayzır ayarlarını görebilirsiniz.
Üstteki biraz daha tiz, alttaki daha bass ağırlıklı.
Ekolayzır ayarı yapmadan düz müzik dinlerseniz yeterince keyif alamazsınız, söyleyeyim.
Bunu ancak ikisini karşılaştırırsanız net anlayabilirsiniz. Dinlemeniz gerekir :)






Apple earpods'da baslar ve tizler güzel ve dengeli. Sadece kulaklığın sesini çok açınca baslı müziklerde patlama yapıyor ama ses seviyesi yeterli ve tatmin edici. Her müzikte bas farklı olduğu için seçme şansınız pek olmuyor. O yüzden bir ekolayzır ayarıyla gideceksiniz.
Bunun dışında ne yazık ki ses açma kısma tuşları Android'de çalışmıyor.  Sadece bir telefon geldiğinde gelen aramayı yanıtlamak için basılan orta tuşla, diğer kulaklıklarımdaki gibi dinlediğiniz müzik duraklatılabiliyor. Ve mikrofonu çalışıyor.
Benim kulağıma çat diye oturdu, herhangi bir rahatsızlık duymadım. Yaklaşık 1 saatlik dinlemelerim de oldu ve ağrı yapmadı. Tabii daha uzun sürelerde yapabilir, tüm kulaklıklar yapabilir.
Mikrofonu da oldukça kaliteli. Hatta ses kaydı yapıp bilgisayara attım ve gayet net. Beğendim.
Kutusunu da biraz daha iyi yapabilirlermiş, çok dert değil tabii ki :)

Bunun dışında dinlediğiniz müzik kalitesi de çok önemli. Bir mp3 dinlersiniz, oysa mp3'ün bile kaliteli olanları var. Dikkat ederseniz aralarındaki farkları farkedebilirsiniz.
Genelde bulabildiğiniz mp3 ler 128 Kbps kalitededir. 192 Kbps olanlar cd kalitesine yakındır.
Ya da 320 Kbps olanları mevcut.
Bir de Flac dediğimiz müzikler var ve inanılmaz kaliteli. Bir mp3 le kıyaslamamanız gerekir.
1000-15000 Kbps kalitelere kadar görebilirsiniz. Fakat kalitelerinden dolayı bir müzik dosyası 40 50 MB tutabiliyor. mp3 lerde bu rakam yaklaşık 3 - 5 MB birşeydir.

Elimden geldiği kadar anlatmaya çalıştım, umarım biraz fikir verebilmişimdir.

Hepinize saygılar sevgiler arkadaşlar,

görüşmek üzere.